Bodrum Han: Beyazıt

Kapalı Çarşı etrafında masalsı bir yolculuk

Kapalı Çarşı’ya pek çok kez yolumuz düşmüştür. Her zaman alıştığımız bir güzergah vardır, tanıdığımız satıcılar vardır bir bir onları dolaşırız. Rengarenk ve baş döndürücü bir dünya bizi kuşatır. Bazen de yeni bir sokağa dalarız, önümüzde açılan bu yeni alemi keşfetmek isteriz. Bir bakmışız zaman uçup gitmiş, bu yeni keşifle kendimizi kaybetmişiz. Kapalı Çarşı’nın tüm etrafı da çarşılarla donanmıştır.

Bu çarşı içine dünyayı sığdırır, yok yoktur. Farklı ülkelerden gelen tüccarlar, çarşı çevresinde ya da içindeki kervansaraylarda kalır, getirdikleri mallar çarşıda el değiştirir, tüccarlar da buradan aldıkları mallarla mutlu mesut memleketlerine dönerlerdi. Bazı tüccarlar o kadar sık gelir ve uzun kalırlardı ki, Tanzimat dönemine dek yabancı uyruklular mal edinemedikleri için ev satın alamazlar, ama yıl boyu bir han odası kiralar, değerli mal ve paralarını sarraflara ya da kaldıkları hanın  ya da kaldıkları hanın kahyasına teslim ederlerdi. Yani sarraflar ve bazı hanlar banka görevi de görürdü. Öyle ki  sadece tüccarlar değil, bazen Valide Sultan ya da Baş Haseki, hatta halktan zenginler bile mücevherlerini, silahlarını, paralarını bu hanlara teslim ederlerdi.

Çarşının pek bilinmeyen hanlarından biri de Bodrum Hanı’dır. Fatih’in ‘misafirün için inşa edip vakfeylediği’ bu kervansaray, eski bir Bizans yapısının üzerine inşa edilmiştir. ‘Otuz bir bab hücreatı müştemildir. Divarına muttasıl on dört bab hücresi dahi vardır.’ yazılıdır kaynaklarda. Yani içinde otuz bir, dış duvarı boyunca da on dört odası olan bu han, Fatih hayratına gelir getirmesi için İstanbul’un fethinin ardından yapılan ilk yapılardandır. Saray-ı Amir’e yakındır.

Fotoğraf: Oğuz Topoğlu, 1992

Altında kalan Bizans mahzeninden dolayı Bodrum Hanı denmiştir. Reşad Ekrem Koçu 1940 yılında hanın bodrumuna girmiş ve aşağıda Bizans kemerlerine sahip bir mahzenin olduğuna değinmiştir. Günümüzde mahzene giriş bölümü tamamiyle kapatılmıştır ama zeminde yer yer görülen Bizans tuğla kemer ve tonoz kalıntıları gözümüze ilişir.

Osmanlı döneminde İstanbul’a gelen keten bezleri tüccarlara bu handan dağıtılırmış. Fakat dışardan mal getiren tüccarların bu usulün dışına çıktıkları ve başka yerlerde dağıtım yaptıklarının öğrenilmesi üzerine yazılan bir hükümle keten ve pamuklu bezlerin Bodrum Han’ına getirilip buradan kethüdalar ve yiğitbaşları eliyle bezzazlara dağıtılması emredilmiş. Ayrıca gümrük eminlerinin bez denklerini doğrudan Bodrum Hanı’na yollamaları hatırlatılarak kimsenin ‘kadimden olagelen bu işleme karşı koymaması istenmiş. 

1894 depreminden sonra orijinal görüntüsünü yitirmiş olan bu handa, yine de tarihi orta avlu çeşmesi ve bizans tonoz kalıntılarını görüp, geçmişteki telaşlı keten ticaretini, avluyu dolduran alıcı ve satıcı tüccarları gözümüzde canlandırıyoruz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir