Mizzi Köşkü ya da Al Palas, Büyükada’nın simgelerinden biridir. 16. Istanbul Bienal’ine ev sahipliği yapmış olan bu görkemli köşk, 19.yüzyıl sonunda İngiliz asıllı George Mizzi için yapılmış. İşadamı ve gazeteci olan Mizzi, Levant Herald haftalık gazetesinin sahibiydi. İngilizce ve fransızca olarak iki dili birden içeren bu gazete İstanbul’da her çarşamba basılırdı. George Bey’in oğlu Giovanni, astronomiye merak sardı. O dönemin ünlü İtalyan mimarı Raimondo T.d’Aronco’ya binanın sol köşesinde bir kule yaptırttı.
Sıkıştırılmış kırmızı tuğladan örülmüş olan cephesi ve anıtsal köşe kulesinin tepesinde, bir döner rasathane de varmış. Bugün yerinde olmayan bu rasathanede Giovanni, yaz gecelerinde teleskopla yıldızları seyredermiş.
Raimondo T.d’Aronco. mimar bir aileden geliyordu. Venedik Güzel Sanatlar Akademisi’nde mimarlık okudu. I.Osmanlı Milli Ziraat ve Sanayi sergisini hazırlamak için davet alınca, 1893 yılında İstanbul’a geldi. Ancak ertesi yıl meydana gelen deprem kentte büyük hasara yol açınca, sergiden vazgeçildi. D’aronco geri dönmedi, depremde zarar gören önemli binaları onarmakla görevlendirildi.
Uzun yıllar İstanbul’da yaşayan d’Aronco’ya, II.Abdülhamit tarafından saray mimarlığı payesi verildi. O dönemde Avrupa’da ortaya çıkan art-nouveau üslubundan etkilenen mimar, İstanbul’da yaptığı binalarla kentin bu üslupla tanışmasını sağladı. Tünel’de, II.Abdülhamit’in terzisi için yaptığı Botter Apartmanı, bunların en bilinen örneğidir.
Art-nouveau’nun bir başka güzel yapıtı olan Karaköy Mescidi ise artık yerinde yoktur (ne yazık ki Menderes dönemi yapılan yol çalışmalarıyla yerinden sökülmüş, Kınalıada’da tekrar inşa edilmek üzere götürülürken ortadan yok olmuştur. Kimine göre tekne batmış ve mescidin taşları denize gömülmüştür, Kimine göre o dönem yapılmakta olan Kınalıada iskelesinde kullanılmıştır.)
Yeniköy’de bugün Cumhurbaşkanlığı Yazlık Konutu olarak kullanılan köşk, Sultanahmet’de bugün Marmara Üniversitesi Rektörlüğü olarak kullanılan bina, Haydarpaşa’da bugün Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi yapısı (bunu Alexandre Valleury ile birlikte yapmıştır) onun en bilinen eserlerindendir.
1909’da II.Abdülhamit’in tahttan indirilmesinin ardından ülkesine dönen d’Aronco, 1932’de San Remo’da hayata gözlerini yumdu. Tam da o yıllarda Mizzi Köşkü el değiştirdi ve otele çevrildi; adını mimarın anısına San Remo Oteli koydular.