Elma’nın Serüveni

Avusturya’da Apfelstrudel Zamanı

Avusturya’nın elmalı turtasını herhalde çoğunuz bilirsiniz. Tirol bölgesinde ağustosun ikinci yarısı, yaz elmalarının olgunlaştığı dönemdir. Hemen hemen her evin bahçesinde görkemli elma ağaçları vardır. Elmalar ağaçlar üzerinde o kadar boldur ki, her gün yere düşenler toplanır. Bunlar tüketilene dek de evlerde bol bol Apfelstrudel yapılır, kalanlarla da elma püresi pişirilerek kavanozlar ve dolaba dizilir. İçinde kimyasal olmadığı için bu püreler de kısa sürede tüketilmesi gerekir. O nedenle akrabalara, komşulara dağıtılır.

Apfelstrudel yemeğe davet edildiğinizde sakın ‘ana yemekte ne var?’ diye sormayın. Çünkü Tirol bölgesinde Apfelstrudel ana yemek olarak yenir. Nar gibi kızarmış sıcacık bir Apfelstrudel, tepsi içinde önünüze gelir. Evde yapılmış yufka biraz kalındır ama kolayca kesilir. Aman ha ‘bıçak var mı?’ diye sormayın. Nedense bıçak kullanmak Apfelstrudel’a hakaret sayılır, çatalla yenir. İçine elma öyle bol konur ki, her lokmada elmalı iç çataldan taşar. Yaz elmaları tatlıdır, bu yüzden elma dilimleri limon suyu ile sulandırılır, tarçın ve de bol bol kuru üzüm eklenir. Üzerine şurup, pudra şekeri konulmaz, iç bayıcı değildir. Ne kadar çok yiyebildiğinize şaşarsınız. Son parça tabağınıza konduğunda yanına süt kreması eklenir, kahve sunulur. Yani son parçayı tatlı niyetine yersiniz.

Elma Ağacı: Bilgi Ağacı 

Dini kitaplardan mitolojiye, destanlardan masallara en çok karşımıza çıkan meyve elmadır. Elma ağacı iyiyi ve kötüyü bilme ölçütü sunan bilgi ağacıdır. Ademle Havva’dan beri ilk günahı hatırlatır; ancak İsa’nın doğuşuyla insanlığın ilk günahtan kurtuluşunu da simgeler.

Noel ağaçları 16. yüzyılda kış elmaları ile süslenirdi: günümüzde Noel’de ağacın üzerine asılan kırmızı parlak top şeklinde süsler, elmayı temsil eder ve İsa’nın doğumunu muştular.

Troya Savaşı ve Altın Elma

Bütün tanrı ve tanrıçaların katıldığı bir düğüne Anlaşmazlık Tanrıçası Eris çağrılmamıştır. Ortalığı karıştırıp öcünü almaya karar verir. Düğün alanına gelir ve ortaya attığı ‘En güzeline’ yazılı Altın Elma’nın tanrıçalarca kapışılması sonucunda gelişen olaylar, Troya Savaşı’na yol açar. Zeus’un kapısı Hera ve iki kızı Athena ve Afrodit elma üzerinde hak iddia ederler. Zeus bu kadınları başından savmak için, İda Dağı’na gitmelerini ve Paris’i bulmalarını önerir. Troyalı bir ölümlü olan Paris’in doğru değerlendirmeyi yapıp elmayı hak edene vereceğini söyler.

Daniel Mauch, Venüs ve Elma

Paris’i bulan Tanrıçalar, ona çeşitli vaatlerde bulunurlar. Paris, bu vaatlerin sadece birine kanar: Tanrıça Afrodit, elmayı kendisine verirse Paris’e dünyanın en güzel kadını Helen’i eş olarak vaat eder. Bir Yunan kralı ile evli güzel Helen’in kaçırılması ise Yunanlılar’ın Troya’ya savaş açmasına neden olur. 

Türkler’de Kızıl Elma Ülküsü

Kızıl Elma imgesi, Türkler için ulaşılması bir hedefi ve amacı simgeler. Ulaşılması gereken bir yeri, fethedilmesi gereken bir beldeyi ifade ettiği gibi kimi zaman bir devlet kurma idealini ya da Türk birliği idealini ifade etmiştir. 

Bazı tarihçilere göre Kızıl Elma, Konstantinopolis’i simgeler. Ayasofya’nın tam önünde, at üstünde Bizans imparatoru Justinianus’un heykeli vardı ve elinde altından büyük bir top taşıyordu. Bu altın top, kainatın merkezini ve imparatorun kainat üzerindeki hakimiyetini simgeliyordu. Fatih Sultan Mehmet’in ordusunda Konstantinopolis’in fethiyle ilgilenmeyen komutanlar da vardı. Ancak bu altın elma, ‘kızıl elma’ ideolojisi ile birleştirildi ve yeniçerilerin savaşma azmini güçlendirmek için bu tez ortaya atıldı. Konstantinopolis’in fethinin ardından bu heykel yıktırıldı, ama tarihçi Prokopius’un yazılarından heykelin tam olarak tanımını biliyoruz.

Newton elma ağacının altında oturmasaydı

Isaac Newton, 17.yüzyılda Yerçekimi Kanunu’nu bularak fizik kurallarını tümüyle alt üst etmiştir. Bu buluş, elma ağacının altında otururken yere bir elmanın düşmesiyle gerçekleşir. ‘Neden elma yan tarafa değil de dümdüz aşağıya düşer?’ diye düşünür. Fizikten tıbba, pek çok bilim insanının buluşuna elmanın eşlik etmesi bir rastlantı mıdır?

🍎🍏

One apple a day, keeps the doctor away 

Elmanın şifalarına her toplumda inanılır. Eski çağlarda Germenler, elmayı anne göğsü ile bir tutmuştur. Bundan dolayı elma, beslemeyi ve sevgiyi sembolize eder. Ortaçağlarda ise şifacılar elmayı, mide rahatsızlığından nefes darlığına kadar pek çok tedavide kullanmışlardır.

Dante Rosetti, Venüs

Germen mitolojisinden, kraliyetin gücünden, masallardan, destanlardan edebiyata uzanan güçlü bir imgedir elma.

Idun’un Çalınan Elmaları

Germen mitolojisinde tanrılar yaşlanınca ölürler. Ancak, gençlik tanrıçası İdun, yaşlanmaya başlayan tanrılara gençlik aşılamak için elma sunar. Ragnarok’a, yani tanrıların alacakaranlığı savaşına dek Germen tanrılarını hayatta tutacak ve genç kalmalarını sağlayacak bu elmalar çok değerlidir. Böylece Germen tanrıları savaşta kazanıp Germen halkını kurtaracaktır. Fakat bir gün, şeytani tanrı Loki tarafından İdun, elmalarıyla birlikte kaçırılır. Gençlik meyvesinden yoksun kalan tanrılar yaşlanmaya başlarlar. Bu işte Loki’nin parmağı olduğunu anlarlar, çünkü bir tek o yaşlanmamaktadır. Loki’ye çeşitli işkenceler yaparak İdun’un yerini öğrenir ve onu kurtararak gençlik elmalarına yeniden kavuşurlar.

İmparatorluk Elması: Reichsapfel

Ortaçağda Germen kral ve kraliçeleri, ellerinde gücün simgesi olan altın elma taşırlar. “Reichsapfel” (kraliyet elması) diye adlandırılan bu elmanın üzerinde haç dikilidir. Bu altın elma, krallığın ve hristiyanlığın dünya üzerindeki gücünü gösterir.“Reichsapfel” Germenler’in hükümdarlığı altında bütün Avrupa’nın birleşmesini sembolize eder. 

Cadının Zehirli Elması

Grimm Kardeşler, 1800’lerin başında Alman topraklarını köy köy gezerek Çocuk ve Ev Masalları’nı derlerler. En sevilen masallardan biri Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler’dir. Masalda cadı üvey anne, sihirli aynasına sorar ‘dünyanın en güzeli kim?’ diye. Pamuk Prenses’in kendisinden güzel olduğunu öğrenince, rakibini öldürmeye karar verir. Yedi Cüceler’e sığınan Pamuk Prenses, tanımadığı insanlar tarafından verilen hediyeleri almaması konusunda uyarılır. Cadının verdiği çeşitli zehirli hediyeleri reddeder. En sonunda cadı, yaşlı bir kadın kılığına girer ve parlak kırmızı bir zehirli elma ile Prensesi baştan çıkarır. Prenses ölür mü? Yakışıklı prensin öpücüğü ile hayata geri döner.

Alman Romantizmi: Goethe ve Schiller

Goethe ve Schiller Anıtı, Weimar, Almanya

Goethe ve Schiller, aynı dönemde yaşamış iki yakın dosttur ve Alman klasisizminin öncüleridir. İkisi için de elma farklı nedenlerle önem taşır. Johann Wolfgang von Goethe’nin ilk ve gençlik dönemi eseri ‘Genç Werther’in Acıları’ adlı eserine bakalım. Romanının ana karakteri Werther (Goethe’nin kendisidir aslında), aşık olduğu Lotte’yi Noel’den önce ziyarete gider. Lotte kardeşleri için Noel ağacı ve hediyeleri hazırlamaktadır. Werther mumlar, şekerlemeler ve elmalarla süslenmiş Noel ağacının cennetsel çekiminine kapılır ve Lotte’ye olan aşkı daha da derinleşir.

Goethe, son eseri ve şaheseri olan ‘Faust’ta elma mitini yeniden işler. Faust güzel bir kadınla dans ederken birden rüyasını hatırlar. Rüyasında elma ağacının tepesindeki iki güzel elmaya ulaşmak için çabalamıştır. Faust, güzel kadına bunu anlatınca, kadın ona, kendi bahçesinde de elmaların olduğunu söyler. Havva’nın Adem’i yasak olana ikna etmesi gibi, güzel kadın da Faust’u yasak olana davet etmektedir.

Elma denilince Wilhelm Tell’den bahsetmemek olmaz. Wilhelm Tell miti, pek çok yazar tarafından işlenmişse de, Friedrich Schiller’in 1804 yılında yazdığı tiyatro eseriyle ölümsüzleşmiştir, 13. yüzyılda yaşadığı sanılan Isviçre’nin ulusal kahramanı ve özgürlük savaşçısıdır Wilhelm Tell, okçulukta ün salmıştır. Avusturya valisinin otoritesini tanımaz ve vali tarafından cezalandırılır. Cezası, oğlu Walter’ın başına konan elmayı 100 adım geriden okla vurmaktır.

Friedrich Schiller’in elma ile gizemli bir ilişkisi vardır. Elma yemeyi sevmez ama çürümüş elma kokusunu çok sever. Bir gün Schiller’i ziyarete giden Goethe, arkadaşının çalışma odasından yoğun bir koku geldiğini fark eder, çalışma masasının çekmecesini açtığında içinde çürümüş elmalar olduğunu görür ve bu kokudan oldukça rahatsız olur. Schiller’in karısı Charlotte’ye bunun nedenini sorar ve  çürümüş elma kokusunun Schiller’e iyi geldiğini, bu koku olmadan yaşayamayacağı ve yazamayacağı yanıtını alır. Çürük elma kokuları Schiller’e ilham mı vermektedir? Hayatı boyunca parasız ve sağlıksız bir hayat süren Schiller, tüberküloz hastalığına yakalanmıştır ve belki de çürük elma kokusu onun rahat nefes almasını sağlamaktaydı.

ISIR O ELMAYI

Dünyaca ünlü bir bilgisayar markası Apple’in ısırılmış bir elmayı  logo olarak kullanması bir rastlantı değildir. Bilgi ağacının meyvesini (elma) yiyip yasak olan bilgiye ulaştıkları için cennetten kovulan Adem ile Havva’nın torunları olan bizlere, tüm gizli bilgileri vaat etmektedir. Bilgiye ulaşmak insanoğlu için vazgeçilmez bir tutkudur. Goethe ile ölümsüzleşen Faust miti, bilgiye ulaşmak için ruhunu şeytana satan insanı anlatır.

Bilgisayarın atası olarak kabul edilen Enigma adlı makineyi Alain Turing geliştirmiştir. Enigma sayesinde, İkinci Dünya Savaşı sırasında Nazilerin kodlama sistemini deşifre edilerek savaşın gidişatı değiştirilmiştir.

Farklı Düşün

Hatırlarsanız Apple logosu ilk dönemler, eşcinselliğin simgesi olan gökkuşağı renklerine sahipti. Ne ilginç ki, bilgisayar teknolojisinin temelini atan Alain Turing eşcinseldi ve yaşadığı dönemde homoseksüellik İngiltere’de yasak olduğu için hayatı boyunca çok zorluk yaşadı. En sonunda Turing, en sevdiği masal olan Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler’deki zehirli elma motifini kullanarak 1954 yılında siyanür enjekte ettiği elmadan bir ısırık alarak intihar etti. Apple, Turing’e atıfta bulunarak ısırılmış elmayı logo olarak seçmiştir.

Steve Jobs, Apple’ın kurucusu ve ortağı

İlk Havva’nın ısırdığı, sonra Pamuk Prenses’in ısırdığı, ardından Alain Turing’in ısırdığı; içinde zehriyle birlikte evrenin tüm bilgisini içeren ‘o elma’yı korkusuzca hepimiz ısırır olduk. Bakalım sonumuz nereye varacak.



Elma’nın Serüveni” ile ilgili 2 görüş

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir